All News
14 Aralık 2019 ( 432 izlenme )
Reklamlar

Ünlü Profesörden Kanal İstanbul ve Deprem Uyarısı

Ünlü profesör doktor Naci Görür konuyla ilgili Twitter hesabından açıklamalar yaptı:

Size kısaca deprem riskinden, riski azaltma yöntemlerinden ve bu konuyla ilişkili olarak Kanal İstanbul’dan söz edeceğim.

Risk bir bakıma depremde olabilecek tüm zarar ve ziyanın hesabıdır. Deprem ne kadar büyükse, deprem hattına ne kadar yakınsanız, zemin ve yapılarınız ne kadar çürükse, nüfus ne kadar fazlaysa, ne kadar hazırlıksız ve eğitimsiz iseniz deprem riskiniz o kadar artar.

Riski azaltmanın yolu insanları eğitmek, yerleşimleri deprem hattına uzak, zemini sağlam yerlerde planlamak ve sağlam yapılar yapmaktır.

Bir başka husus da riski artıracak işlerden kaçınmaktır.
Kanal İstanbul ile ilgili görüşlerimi sizlere yazdım. Şimdi bu yapıyı sadece deprem riski açısından irdeleyeceğim.

Kanal İstanbul yapılırsa:
1Güzergah boyunca yeraltı ve yerüstü sularını ve barajları yok edecektir. Deprem bekleyen ve iklim değişimine uğrayan bir kentte bu hiç yapılmaması gereken bir iştir. Depremde susuzluk depremin neden oldığu can kaybını salgın hastalıklar yoluyla artırır.

2Kanal boyunca ve İstanbul’da nüfus daha da artacaktır. Daha fazla nüfus daha fazla can ve mal kaybı demektir.
Bu yapılmamalıdır.

3Kanal depremden önce biterse bu su yolu deprem sırasındaki afet yönetimini zora sokacak, kimi yerlerde yangın, kurtarma, ambulans, vb hizmetleri aksatacaktır.

4Eğer kanalın Marmaraya yakın kesimleri depremde bir şekilde zarar görürse topoğrafyaya bağlı
olarak K. Çekmece’nin kıyıya yakın kesimleri deniz basmasına uğrayabilir. 5Eğer Kanal İstanbul’a başlanırsa İstanbul’u depreme hazırlama işi ikinci plana itilmiş olur.

NACİ GÖRÜR DAHA ÖNCE DE ÇEŞİTLİ UYARILARDA BULUNMUŞTU


Beklenen depremin gerçekleşmesi halinde Kanal İstanbul'un Marmara ağzının 910 şiddetinde etkileneceğini vurgulayan Prof. Dr. Naci Görür, "Orta Avrupa'nın tüm sanayi kirliliği Marmara'ya dolacaktır. Projenin getirisinden çok götürüsü vardır" dedi.

Prof. Görür, twitter hesabından “Değerli izleyicilerim. Bugünlerde Kanal İstanbul projesi tekrar konuşulmaya başlandı. Ben bugün sizleri aydınlatmak için bu projeyi yerbilimleri ve deprem açısından kısaca değerlendireceğim” dedi ve şunları sıraladı:

Projenin ana amacı İstanbul Boğazında gemilere geçiş kolaylığı sağlamak, kazaları önlemek ve gelir sağlamaktır.


KüçükçekmeceTerkos Gölü arasındaki vadi boyunca kazılacaktır. Tek bir geminin geçebileceği genişlik ve derinlikte olacaktır.

3ZEMİN (Jeoloji).

Kanal Küçük Çekmece yöresinde Miyosen ve daha genç, görece daha sorunlu zemini (çökelleri) kesecek ve kuzeye gittikçe EosenOligosen yaşlı birimlerin içerisine girecektir. Bu zemin yer yer çok sert kireçtaşları ile görece daha yumuşak kiltaşı, silttaşı, kumtaşı ve marnlardan oluşmuştur. Kanalın Karadeniz’e girişi de çürük zeminden ibarettir. Bu kanal kazılrsa şu olumsuzlukların olması kaçınılmazdır:

a) Yaklaşık 11,5 milyar m3 malzeme kazılacaktır. Bu malzemenin kazılması yıllarca sürecek, kazıda iş makinalar ve patlayıcı kullanılacak dolayısıyla vadi ve çevresindeki eko sistem, fauna ve flora büyük ölçüde tahrip olacaktır.

b) Bu boyuttaki bir malzemenin herhangi bir yere serilmesi mümkün değildir. Bir ihtimalle Marmara içerisinde adacıklar oluşturulacaktır. Marmara'nın içerisindeki aktif fay sistemi düşünülürse bu iş son derece riskli olacaktır.

c) Kanalın kazılması esnasında zemin özelliklerine göre fazla kayma, heyelan ve göçmeler olacaktır.
d) Deniz seviyesine kadar kazılınca kanal bir drenaj sistemi olarak çalışacak ve kanal çevresindeki yeraltı su rezervuarlarını tahrip edecek ve yörede tuzlanmaya neden olacaktır.

Japon deprem uzmanından İstanbul için çok kritik uyarı: Risk çok büyük, hasar..!Japon deprem uzmanından İstanbul için çok kritik uyarı: Risk çok büyük, hasar..!
Türkiye
e) Kanal ile Boğaz arasındaki bölge bir ada haline gelecek dolayısıyla tüm ulaşım sistemleri değişecek ve zorlaşacaktır. Özellikle Kanalı üstten geçecek yapılar irtifa, zemin koşulları nedeniyle daha riskli ve maliyetli olacaktır. Bu adanın Trakya’dan ayrılması askeri açıdan da riskli olabilecektir.

f) İstanbul deprem beklemektedir. Beklenen deprem gerçekleşirse Kanalın Marmara ağzı 910 şiddetinde etkilenebilecektir.

Kanal gibi yatay ve düşey harekete sıfır toleranslı bir yapının bu depremden (veya sonrakilerden) ciddi hasarlar görmesi mümkündür.

g) Yetkililerin ifadesine göre Kanalın etrafında en az 3 milyonluk bir şehir oluşacaktır. Bu da deprem riskini artıracaktır. Fazla nüfus fazla can ve mal kaybı demektir.

h) Kanal dünyanın en kirli denizlerinden biri olan Karadeniz ile şu anda can çekişmekte olan Marmara’yı birleştirecektir. Orta Avrupanın tüm sanayi kirliliği bu vesile ile Marmaraya dolacaktır.

I) Marmara’nın oşinografik sistemi bozulacak ve bu denizde oksijen tüketimi daha da hızlanacaktır. Bu da yaşam koşullarını daha da zorlaştıracaktır. Görüldüğü gibi böyle bir projenin getirisinden çok götürüsü vardır. Kaldı ki milyarlarca dolara mal olacak bu proje yerine ülkenin çok daha elzem olan işleri yapılabilir. Bu günün teknolojisi ile Boğaz’da trafik çok daha güvenli bir şekilde gözetim ve denetim altına alınabilir. Bu hem daha ucuz hem de ülke yararına olur.

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Yandaş Rektör Atanmasını Protesto Eden Öğrencilerin Evlerini Basıp Gözaltına Aldılar Ankara Belediyesinde Gökçek dönemi hakkında inceleme başlatıldı Metin Uca'nın twiti rekorlar kırdı akepe İl Gençlik Kolları yöneticisi: Laikler, erdoğan'dan kurtulmak istiyorsanız bol bol sahte içki için