'MUHALİFLERİ SİLAHLANDIRIN...'
Davutoğlu başkanlığında yapılan toplantıda ısrarlı bir biçimde Suriye'deki cihatçıların MİT ve Hakan Fidan üzerinden silahlandırılmasını isteyen Yaşar Güler, bu konuda önemli destekler sunulması gerektiğini, yoksa bu silahlandırılan isimlerin geri gelerek Türkiye'ye yerleşeceğini söylemişti. Güler'in toplantı boyunca Hakan Fidan'la karşılıklı yakınlığı ve Davutoğlu'na tepkili sözleri dikkat çekmişti.
"İvedi olarak Hakan Beyin desteklenip silah ve mühimmatı muhaliflere ulaştırmasını sağlamamız lazım" diyen Güler, "Şimdi bakın efendim. MKE bizim sayın bakanın emrinde değil mi efendim? Yani efendim şu anda parayla Katar mühimmat arıyor.
Peşin para, üretsin versinler. Sayın bakanın emrinde. Biraz önce konuştuk, biz şimdi efendim. 1000 kişilik bir ordu kuruyoruz diyelim orada. Biz bunun asgari 6 aylık mühimmatını burada depolamadan bu adamları oradaki muharebeye sokarsak sayın bakanım iki ay sonra bu adamlar bize döner. Evet, evet efendim. Bu iş sadece Hakan beyin sırtına kalmış bir konu olmuş yani. Olacak iş değil. Yani anlayamıyoruz biz yani. Neden?" ifadelerini kullanmıştı.
Tapeleri medyaya düşen toplantıda Hakan Fidan da o meşhur, "4 tane adam gönderirim, 8 tane boş alana füze de attırırım. Problem değil o. Gerekçe üretilir" sözlerini söylemişti.
Ahmet Davutoğlu: Şeyi ben opsiyonel düşünüyorum da adamları ikna edemedik, biz tank tank sokma içeriye tahkim edeceğiz. O andan itibaren biz bir savaş halini göz önüne almak ve onu yapmakla savaşa girmek arasında harekat yapıyoruz.
Yaşar Güler: Direk savaş sebebi. Yani yapacağımız iş direk savaş sebebi...
Hakan Fidan: Ama şimdi ben şuna geliyorum,şimdi biz iki iki daha 4 eder biliyoruz. Şimdi eğer biz, orada ki şeyin bizim için anlamını stratejik manada yok, imaj vesaire var da ... Şimdi biz eğer savaşa gireceksek biz bunu baştan planlayalım ve girelim. Yani şimdi benim...
Yaşar Güler: Biz başından beri bunu söylüyoruz .
Hakan Fidan: Tani benim kabul edemediğim şey şu, şimdi biz silah kullanma, Süleyman Şah gibi bir türbe için silah kullanmayı göze alıyoruz. Yani işet vatan toprağının işte bu oda kadar yaklaşık 10 dönümlük bir yer için silah kullanmayı göz önüne alıyoruz. Orada ki 2228 askerimizin şeyi için yahu kaç bin kilometre vatan toprağı var sınırda kaç milyon insan hayatı için almıyoruz. Bakın bu mantık değil. Onu söyleyeyim. Eğer biz silah kullanabilirsek baştan bunu yapalım
Feridun Sinirlioğlu: Şimdi bir gerekçesi var onun.
Hakan Fidan: Bunu gerekçe olarak kullanmak ayrı.
Yaşar Güler: Şimdi dışişlerimiz hiçbir zaman diğerine gerekçe bulamaz. Buna bulur ama...
Hakan Fidan: Yav bakın ben size bir şey söyleyim.
Ahmet Davutoğlu: Laf aramızda başbakanda telefonda bu türbeye gerektiğinde bir imkan gibi değerlendirilmeli bu konjontürde dedi yani...
Hakan Fidan: Şimdi bakın komutanım ben öbür tarafa 4 tane adam gönderirim, 8 tane boş alana füze de attırırım. Problem değil o. Gerekçe üretilir. Olay böyle bir iradenin ortaya konması. Biz savaş iradesi ortaya koyuyoruz, her zaman yaptığımız şeyi, akıl yürütme hatasına düşüyoruz.
15 TEMMUZ VE YAŞAR GÜLER
Genelkurmay Başkanlığı'nın 2 numaralı ismi Yaşar Güler, kendi emir subayı Mehmet Akkurt tarafından 15 Temmuz'da makam odasında derdest edilmişti.
“Ben bunlardan bir tanesini tutarak diğer tarafa fırlattım ve yere düştü.
Bunun üzerine daha büyük bir öfkeyle üzerime çullandılar ve yüzükoyun yere yatırdılar. İçlerinden bir tanesi kafama ayağı ile bastırdı.
Derhal ellerimi arkadan bağladılar. O vaziyette dururken sivil kıyafetli biri sırıtarak omuzuma vurdu. "Komutanım merak etmeyin bu bir tatbikat" gibi alaycı ifadelerle konuşunca baktım ve benim emir subayım Mehmet Akkurt olduğunu gördüm" sözleriyle Akıncı'ya götürülüşünü anlatan Güler, darbe girişiminin ertesi günü Akın Öztürk tarafından çözülerek bırakılmıştı.