Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Adalet Şurası'nda yaptığı konuşmada ByLock tuzağına düşen 11 bin kişi için adaletin yerini bulduğunu söyleyerek '' Bu oyunda bozuldu'' dedi.
Erdoğan, "Ben o darbe girişiminde dimdik duran savcılarımız ve hakimlerimize şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bugüne kadar 4 binin üzerinde FETÖ'cü hakim, savcı görevden uzaklaştırılarak kurumun üzerindeki kara bulutlar dağıtılmıştır. ByLock konusunda ortaya çıkartılan Mor Beyin uygulaması bunun en somut örneklerinden biridir.
FETÖ'nün Mor Beyin ile 11 binin üzerinde masum insanı ateşe atmaktan çekinmeyecek bir yönteme başvurmuştur. Gizledikleri kodlarla, insanları ByLock'un sitesine yönlendirmişlerdir. Amaçları mücadeleyi sulandırmaktır. Bu oyun da bozulmuştur.
Soruşturmaların ve yargılamaların da aynı titizlikle yapılarak, masumlarla suçluların ayrımının ortaya koyacağına inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
"Adalet Şuramızın başarılarla dolu olmasını, hukuk birikimimizin zenginleşmesine katkı sağlamasını Allah'tan temenni ediyorum. Şuranın düzenlenmesinde ve oturumlarda emeği geçecek herkese şükranlarımı sunuyorum.
Peygamber Efendimiz, 'Allah adil olanları sever' buyuruyor. Dinimizin biz inananlara yüklediği en önemli sorumluluklardan biri de adaletle davranmaktır. Kendi tarihimizde de adaletle davranan devlet adamlarının hayırla yadedildiğini görürüz. Selçuklu ve Osmanlı'nın adalet kavramları çağının çok ötesinde bir adaleti temsil ediyor. En küçük bir olumsuzluk yoksa devletin adalet üzre yönetilmiş olmasıdır. Kağıt üzerinde kalan kanunların en anlama geldiğini en iyi siz hukukçularımız bilirsiniz. Ülkemizde uzun dönem kağıt üzerinde hukuk dönemi yaşanmıştır.
Adalatin tesisine tesisine hizmet etmeyen hukuk da kanun da toplum nezdinde yok hükmüdedir. Bizim medeniyetimiz adalet üzerine kurulmuştur. Devleti yönetenlerin birinci görevi adaleti sağlamaktır.
Geciken adalet, adalet değildir. Onun için de imkan bulduğumuzda hemen bu konuyu önceliklerimizin en başlarına aldık. Milletimizin, şeriatın, yani adaletin kestiği parmak acımaz ifadesi, buradaki sınırsız teslimiyet duygusu, ağır aksak işleyen hukuk sistemine değil, hakiki adalete karşıdır. Gerek kanun yaparken gerekse uygularken mihenk noktamızın daima adaletin tesisi olmasına dikkat etmemiz gerekiyor. Ne zaman adalet yolundan ayrılmışsak işte o zaman gerilemiş, sorunların ağırlığı altında ezilmişizdir. Bunun için 2002 yılında yeni bir siyasi hareket kurmak istediğimizde ismi için tereddüt etmeden, seçtiğimiz mefhumların en başında adalet geliyor. Araştırmalar sonucunda partimizin adını Adalet ve Kalkınma Partisi olarak koyduk. 42 bin denek üzerine kamuoyu araştırması yaptık, bu isimde karar kıldık. AK Parti kısaltması ile de bunu taçlandırdık.
Adalet ile zulüm arasındaki ince çizginin adaletin tesisini zorlaştıran husus olduğunu da biliyoruz. Konfüçyüs, 'Adalet kutup yıldızı gibi durur, geri kalan her şey onun etrafında döner' diyor. Bizim ülkemizin adalet kurumlarının duvarlarında, 'Adalet mülkün temelidir' yazar.
Bir şeyi gerçekleştiremedik. UYAP gibi önemli teknolojiyi maalesef, bu bir özeleştiridir, FETÖ'cülere kaptırdık. Orayı o kendi sinsi emelleri için acımasız kullandılar. Oradan da en büyük zulmü bir gördük. Her şey yolunda giderken adaletle davranmak nispeten daha kolay olabilir. Zor olan kriz dönemlerinde aynı davranışı sergileyebilmektir.
Şu anda biz 1. Adalet Şurası'nı yapıyoruz. Bu çok ama çok önemli. Zira Rabbimizin emri ilahisi, bütün işlerinizde istişare edinizdir. Bugün adına Danıştay denen kurum, ilk kurulduğunda 'Şurayı Devlet'ti. Biz Danıtaş olarak devletimize nasıl yardımcı olabiliriz düşünceleri üzerinde hassasiyetlerini hep kendilerinden dinlemişimdir. Ecdad bunun için kurmuş ki yanlışa düşülmesin.
En vahşi saldırıları bile hukuk devleti ilkelerinden ayrılmadan bastıracak dünyada başka bir millet, devlet yok. Hiç kimse kalkıp da bize ne düşüyor demedi. Kendi ideolojilerini paylaşan birilerine yönelik yargı bir karar vermeye kalksa, bununla ilgili hemen hesaba çekerler. Sizde böyle bir şey normal zamanda olduğu zamanda biz size kalkıp bunu "geri verin" diyor muyuz? Ülkeme darbe yapanları koruma altına alıyor, bize iade etmiyorsun. Bunlarda adalet falan yok. Adalet burada, burada. En son Amerika. Rıza Sarraf meselesini gördünüz. Hukukla alakası var mı? Siyasi bir kararı açık, net alabiliyorlar.
Ülkemden kaçıp giden o malum teröristi Amerika'da besleyen kişiler, 'ver bize bunu' dediğimizde vermiyor. Bizden 12 terörist istediler, biz onlar 15 sene içerisinde verdik. Şu anda yargı makamlarımız bu kişi ile ilgili kararlarını veriyor, bütün dosyaları gönderiyor. Hukuka, kanuna, zerre kadar saygıları yok. Siyasi kararlarla Türkiye'ye meydan okumaya yöneliyorlar. Beni bu noktada farklı görün. Ben bunların kararlarına kesinlikle saygı duymuyorum, inanmıyorum.
Ben o darbe girişiminde dimdik duran savcılarımız ve hakimlerimize şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bugüne kadar 4 binin üzerinde FETÖ'cü hakim, savcı görevden uzaklaştırılarak kurumun üzerindeki kara bulutlar dağıtılmıştır. ByLock konusunda ortaya çıkartılan Mor Beyin uygulaması bunun en somut örneklerinden biridir. Örgüt 11 binin üzerinde masum insanı ateşe atmaktan çekinmeyecek bir yönteme başvurmuştur. Gizledikleri kodlarla, insanları ByLock'un sitesine yönlendirmişlerdir. Amaçları mücadeleyi sulandırmaktır. Bu oyun da bozulmuştur. Soruşturmaların ve yargılamaların da aynı titizlikle yapılarak, masumlarla suçluların ayrımının ortaya koyacağına inanıyorum."