Tayyip Erdoğan, Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Davutpaşa Kongre Merkezi'nde Türkiye Gençlik Zirvesi'ne katıldı.
Burada bir konuşma yapan Erdoğan, Danıştay'ın öğrenci andı kararına değindi.
"Siyasi hırslar uğruna bu ülkenin gençlerinin kardeş kavgasına sürüklenmesine fırsat vermeyeceğiz. Danıştay'ın andımız kararı sonrasında şahit olduğumuz manzaralar, bu konudaki kararlılığımızı daha da arttırmıştır" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu metin milletin kültür anlayışını ortaya koyan bir metin değildir. Bu metin ezanı Türkçe okutmak isteyenlerin metnidir. Bizim andımız İstiklal Marşıdır. İstiklal Marşımız'dan daha güzel ve güçlü bir ant olabilir mi? Bunlar saçma sapan şeylerle gençliği yönlendirme gayreti içerisindeler. İyi niyet eseri olmadığına inandığım bu kararı kimi çevreler baskıcı antidemokratik ideolojilerine yakılmış bir ışık gibi algıladı.
Ana muhalefet lideri çıkmış bir TV kanalında o İstiklal Marşı'nı bile bilmez diyor. Çok zavallı bunlar. Kendisi bir keresinde öyle bir yanlışa düştü ki rezil etti. Atatürk'ün mirasını yağmalayanlar da bu çevrelerdir. Atatürk'ün resmini kaldıranlar, Atatürk'ün İş Bankası hisselerini gasp edenler de bunlardır. Posta pullarının üzerinden Atatürk'ün resmini, okullardan Atatürk'ün resmini kaldıranlar yine bunlar. Bay Kemal sen bunları bilmiyor musun? Bize unutmak istediklerimizi yeniden hatırlatmaya çalışma. Gençliğimiz bunları bilmiyor, bilmesi lazım. Hele hele Kemalistim diye geçinen gençler var ya onların bunu bilmesi lazım. Neden bu işe sahip çıkmıyorsun?
Koca koca adamlar siyah önlükler giyip, aynı zihniyet, koca koca kadınlar yarım yamalak ezberleriyle ant okumaya yeltenip milletin karşısında kendilerini rezil kepaze ettiler. Hepsi birbirinden utanç verici bu hadiselerin çoğunun siyasetin değil psikiyatrinin konusu olduğunu düşünüyorum."
Erdoğan'ın yaptığı konuşmadan öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
"Cumhurbaşkanlığı politika kurullarından birisinde gençlerle ilgili bir alt kurul oluşturulmasını gündeme alabiliriz. Devletin de toplumun da asli görevi gençleri tanımlamaktan ziyade anlamaya çalışmaktır. Gençlerimizin gelecek endişelerini ortadan kaldıracak politikalar belirlemek en başta gelen görevimiz.
Gençlerimizle sürekli görüşmemiz birbirimizi anlamay açalışmamız şart. Dünyanın baş döndürücü bir hızla değiştiği dönemde gençlere bakış açımızın sabit kalması beklenemez. Gençlerin hızına ayak uyduramazsak geride kalmaya mahkum oluruz. Gençlerimizin kaygı talep ve umutlarını tespit edemezsek onlara yol gösterici görevimizi yerine getiremeyiz.
Değişimi, gençlerimizin beklentilerini önceden görerek politikalarımızı belirlemeliyiz. Gençlerimizle önümüzdeki engelleri kaldırmanın çabası içinde olacaız. Gençlerimizin hayal dünyasını yasaklarla çerçevelemeyi değil genişletmeyi hedefliyoruz. Nüfusunun 4'te birinden fazlası 1530 yaş arasındaki gençlerden oluşan Türkiye, dünyanın en şanslı ülkelerinden biri.
Iğdır, Hakkari'deki bir gencin üniversite okuma şansı olmadığı dönemden biz üniversiteyi onların ayağına götürdük. Hani bir dostumun bir ifadesi var; 'Oxford'u getirdiniz de gitmedik mi?' demişti. Biz bunu yaptık. 81 ilimizin tamamında üniversitemiz var. Şimdi niteliğini artırmamız lazım. Dar gelirli ailelere mensup öğrencilerimizin en sıkıntılı sorunu, harçlardı. Bunu kim kaldırdı, biz kaldırdık. Bu meselenin marjinal örgütler tarafından kullanılmasının önüne geçtik. Ne yaparsan yap bunlar unutuluyor.
Ocak ayından itibaren lisans öğrencilerine 500 TL verilecek. Yüksek lisans öğrencilerine bin lira verilecek. Doktora öğrencilerine bin 500 lira ödenmeye başlanacak. Bunlar bizim iktidarımızı ülkemizde sağladığı gelişmelerdir. Burslu öğrenci sayısı bu yıl 150 bine ulaştı. Gençlerimizde şöyle bir anlayış var. Gerçeği söylemem lazım. İlla burs... Niye burs? Bursun geri ödemesi yok. Be evladım, kredi aldığın zaman faizsiz iş bulmadan da değil. İş bulduktan sonra çok basit taksitlerle ödüyorsun. Bu seni bedavacılığa da alıştırmıyor. Bu milletin gençlerine bu yakışır.