Ekonomi, hukuk ve diğer konularda yapacaklarına dair verdikleri teminatlar ve madde madde kaleme alıp yayınladıkları Ortak mutabakat metni belki dünyada örneği az görülecek kadar detaylı ve umut veriyordu.
Aylardan beri beklenen tek konu Cumhurbaşkanı adayı olarak kimi gösterecekleriydi.
Kemal Kılıçdaroğlu çeşitli helalleşmeler yaparak bir nevi adaylığını ilan ediyor İyi partide ise buna karşı çeşitli cılız sesler çıkıyordu.
Yani bu konuda tartışma çıkacağı çok açık bariz belliydi, elbette her partinin aday göstermek istediği kişi farklı olabilir.
Tayyip ve Bahçeli'nin de Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığını istedikleri aylardan beri dile getirdikleri söylemlerle bilinen bir durum.
Hatta geçtiğimiz aylarda gazeteci Fatih Altaylı, Kılıçdaroğlu'nun adaylığında ortaya çıkacak olumsuzlukları yazmış ve Kemal Kılıçdaroğlu'ndan sert tepki görmüştü. Çok tuhaftır ki, neredeyse 7/24 Kılıçdaroğlu aleyhine çalışan sözde gazete Altaylı'ya karşı Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyen haberler yayınlamıştı.
İşte onlardan biri
Meral Akşener'in Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı çıkması elbette en doğal hakkı ama tuhaf olan konu şu:
Kemal Kılıçdaroğlu bir nevi adaylığını dolaylı yollardan ilan etmesine rağmen, Akşener neden çalışma yapmadı? neden aylardır diğer millet ittifakına dahil olan partileri dolaşıp Kılıçdaroğlu'nu aday göstermemeleri için kulis yapmadı da bunu son güne bırakıp adayın gösterileceği güne kadar sakladı?
Belki daha öncesinde uğraş verseydi durumlar bu aşamaya gelmeyecekti, Peki neden durdu durdu da adayın konuşulduğu toplantıdan sonra rest çekti?
Akşener'in ne yaparsa yapsın oylarını arttıramadığı gibi bir gerçek var, her ne kadar bazı anket firmalarına kendi partisini %19 olarak gösteren anketler yaptırsa da gerçekte maksimum %11 civarında oy potansiyeli olduğunu kendisi hepimizden çok daha iyi biliyor, partisini merkez parti yapmak için böyle bir yola başvurmuş olabilir.
En azından şu an itibariyle Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'tan daha az oy oranına sahip olduğunu biliyor ve Kemal Kılıçdaroğlu bize dayatılırsa masadan çıkalım böylece Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı çıkanları kendi tarafımıza çekeriz diyerek çok ince siyasi planlar düşünülmüş gibi.
Bu satırların yazarı olarak bende Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday gösterilmesine karşıydım çünkü şunu çok iyi biliyorum ki, bu seçimi kazanmak yetmiyor, ezici çoğunlukla kazanılması gerekiyor.
Türkiye'yi bir tren olarak düşünelim, tayyip bütün vagonlara kendi adamlarını doldurdu, seçimi kazanıp o trene sürücü olmak yetmiyor.
O trenin düzgün gitmesi, vagonlara doldurulmuş özel seçme adamların sık sık trenin acil durum frenini çekememesi için, seçimlerin ezici bir çoğunlukla kazanılması gerekiyor.
Hal böyleyken;
Niye bu konuya önceden karşı koymadı da son güne kadar bekleyip hiçte şık olmayan bir hareketle Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nu adaylığa çağırarak millet ittifakını daha da bölmeyi amaçladı acaba?
Bunları tarih mutlaka yazacaktır.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olarak hem Hdp'den oy alma adına artısı, hem de bir çok konuda eksisi var.
Selçuk Çobanoğlu olarak benim oyum 5 parti de kalsa 3 partide kalsa millet ittifakının adayına olacak.
Coşkulu, heyecanlı, güle oynaya kazanacağına inançlı bir şekilde sandığa gitmek isterdim ama en azından şu an itibariyle öyle bir durum gözükmüyor, tabi önümüzdeki günlerin neler getireceği belli olmaz.
21 yıllık akp iktidarında en az bir 100 yıl geriye gittik, bu seçimi de kazanırlarsa bir 100 yıl daha geriye gideceğiz.
Bu seçimin kaybedilmesi durumunda en büyük pay Akşener, 2. olarak ise Kılıçdaroğlu'nda olacaktır.