CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tayyip erdoğan’ın kendisi için 'Kuzu kuzu saraya geldi' sözlerine şu yanıtı verdi: “Ben Türkiye için oraya gittim, Erdoğan için değil. Darbelere karşı olduğum için oraya gittim. Erdoğan kendisi için gittiğimi düşünüyorsa yanılıyor. Orada bana ikram edilen pastayı bile yemedim haram diye" dedi.
Cumhuriyet'ten Erdem Gül'ün haberine göre Kılıçdaroğlu, sözlerine "O kadar lüks, haram. Ben Ebuzer’in felsefesine inanıyorum. O, Muaviye’nin felsefesinde. Ebuzer, ‘Saray halkın parasıyla yapıldıysa haramdır, kendi paranla yapıldıysa israftır’ diyor. Şatafatı, lüksü, haramı temsil ediyor. Erdoğan’a verilen her oy harama ortak olmak demektir” diye devam etti.
Kılıçdaroğlu, Manisa yolunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Demokratik parlamenter sisteme geçmek için anayasa değişikliği gerekiyor. Anayasa değişikliği için hem Millet İttifakı’nın, hem de şu anda o ittifaka dahil olmayan partilerin, anayasa değişikliğine ‘evet’ demesi gerekiyor. Değişikliğin yıldırım hızıyla parlamentodan geçmesi doğru değil. Toplumsal uzlaşmayla geçmesi gerekir. Darbe hukukundan arınması gerekir. Daha demokratik bir siyasi partiler yasası olması lazım. Parlamentonun iradesine bir başka güç ipotek koymamalı.
Erdoğan, ne söyleyeceğini bilmiyor. Türkiye’nin geleceği ile ilgili olarak bir ufku yok. Bitmiş yani. Bütün söylemleri, ‘25 Haziran’dan sonra göreceksiniz’ diyor. Neyi göreceksiniz, o belli değil. Ekonomiden hiç söz etmiyor. Kendisine şu telkin yapılmış, ‘sakın konuşma, sen konuşunca ekonomi bozuluyor.’ İşsizlikle nasıl mücadele edecek, belli değil, dış politikada ne yapacak belli değil, eğitimde ne olacak belli değil. Toplumsal barış nasıl sağlanacak belli değil, çiftçinin durumu belli değil.
Türkiye’yi kendisi yönetmiyor. Egemen güçler yönetiyor ve o güçlerin telkinleriyle politika üretiyor. Dış politikada Suriye’ye girilmesi egemen güçlerin telkiniyle oldu. Devlette liyakat sisteminin bozulması, Gülen cemaatini telkin ediyordu. Üretim ekonomisinden vazgeçip rant ekonomisine geçilmesi, müteahhit çevrelerin telkiniyle oldu. Akılcı politikalar üretemiyor artık Erdoğan.
Erdoğan, OHAL’i kaldırabiliriz, diyor. Sayın Muharrem İnce’nin seçilince yapacağı ilk iş OHAL’i kaldırmak. Bir ay içinde kaldıracağız. En geç bir ay içinde karar verilecek. Batı’ya bu güvenceyi vereceğiz.
(Telefon dinleme iddiası) Adalet Yürüyüşü sırasında ortaya çıktı. Alman yazılım firmasından telefon dinleme ilgili geliştirdiği bir yazılımı Türkiye’ye satıyor. Kim alıyor? Bütün gerçekleri ortaya koyan Alman medyası. Biz de bunun üzerine hem Bakanlığa hem Almanya Büyükelçiliği’ne dilekçe verdik. Dedik ki, ‘bu yazılımı Alman hükümetinin izni olmadan başka bir ülkeye satamaz firma.’ ‘Satışını yapan firma, kurum hangisi, bildirin’ dedik. Cevabını bekliyoruz. Dinleme yüzde yüz, kaç kişinin dinlendiği yüzde yüz. Bütün bu yazışmalar var. Listede Kemal Kılıçdaroğlu da var, bizim milletvekilleri, vatandaşlar da var. Alman hükümeti izin verdiğine göre bir şirkete satmıyor. İki devlet arasında satış oluyor