Her taşın altından O çıkıyor. AFAD'ın işlevini kaybetmesinde büyük rolü olduğu ortaya çıktı.

Bilmeyenler için yazayım: Güllüoğlu tıp fakültesi mezunu. Yardım organizasyonlarının yönetimi konusunda hem eğitim almış hem de birçok büyük projeye imza atmış bir isim. Dört yıl Kızılay genel müdürü olarak görev yaptıktan sonra da 2017’de AFAD’ın başına getirildi.

Aradan bir yıl geçti... 

AFAD, İçişleri Bakanlığı’na yani Süleyman Soylu’ya bağlandı.

İşte o zaman AFAD Başkanı Güllüoğlu için zor günler başladı.

Deniyor ki Soylu AFAD’da kendisine daha biat eden bir yönetim istedi. Yakın gördüğü isimleri afet yönetiminin çatı kurumunda toplamaya çalıştı. Bürokrasiyi hiç olmaması gereken o yerde egemen kıldı.

Haliyle, tüm bunlara karşı çıkan Mehmet Güllüoğlu ile Süleyman Soylu karşı karşıya geldi.

Durum öyle bir noktaya vardı ki Gülloğlu bir gün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gitti. Erdoğan’a özetle “Ya beni başka bir yere atayın ya da ben AFAD’dan affımı rica ediyorum” dedi.

2020’nin son günleriydi...

Mehmet Gülloğlu’nun telefonu çaldı. Arayan Cumhurbaşkanlığı’nda görevli önemli bir isimdi. “Tanzanya’ya büyükelçi olmak ister misin” diye soruldu. “Evet” yanıtını verince de Güllüoğlu için AFAD günleri bitti.

Şu an onun koltuğunda valilikten gelme, afet konusunda deneyimi olmayan Yunus Sezer oturuyor.

Demem o ki... AFAD’ın eski başkanının Tanzanya’ya “kaçmasının” sebebi Bakan Süleyman Soylu ile anlaşamamasıydı. Deprem oldu, AFAD’a liyakat gerekti, Güllüoğlu binlerce kilometre uzaktan gelmek durumunda kaldı. Yani yıkılan sadece binalar değildi.

Bitirmeden yazmalıyım:

Bundan 4 ay önce... 

Murat Nurlu 5 yıldır sürdürdüğü AFAD Deprem Dairesi başkanlığı görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Böyle diyorum, zira bu beklenmedik ayrılığın perde arkasında da Bakan Soylu’nun dahli vardı.

Belli ki daha çok yazacağız. Sahi, AFAD’ın Hatay’daki çöken binasını itirazlara rağmen kim dere yatağına yaptırmıştı?